ZARTO - SANAL ALEMİN KRALI
SANAL HAYAT BURAYA TAŞINDI!SEN NERDESIN?

Roma İmparatorluğu

ROMA İMPARATORLUĞU VE YUNAN MİTOLOJİSİ

Roma İmparatorluğu dünyanın en büyük devleti olmuştur.
Yaklaşık olarak 400 yıl boyunca hüküm sürmüş ve etrafındaki tüm devletlerden etkilenmiştir.Akdeniz Bölgesi ve Avrupa’nın çok büyük bir bölümünü egemenlikleri altına aldılar.Birçok modern yasa çıkardılar.Günümüzdeki yasaların temellerini oluşturdular.Ancak MS.161-337 yılları boyunca imparatorluk büyük çöküşler yaşadı.Ellerindeki topraklara sahip çıkamamaya başladılar.Commodus(161-192) isimli imparator devleti iç savaşa sürüklemiş ardından da tahttan çekilmiştir.
Konstantin(280-337) ilk Hıristiyan imparatordur ve devleti biraz rahatlatmıştır.Ancak sonra gelen akınlar devletin tamamen çökmesine sebep olmuştur.

ROMA EVLERİ
Romalıların çoğunluğu zengindi.Halkın %90’ı zengindi.Geri kalanlar ise göç edenlerdi.Romalılar genellikle büyük şehirler kurmuşlardır.
Şehirlerde zengin ve soylu ailelerin evleri çoğunluktaydı ve o dönemin en lüks evleriydi.Çatıları kiremitlerle kaplanırdı ve çatının ortasında mimari bir hesaplamayla bir delik bırakılırdı.
Bu delik yağmur suyunun avludaki havuza dolmasını sağlardı.
Romalılar Zeus’un yani Jüpiter’in yağmurunun bereketli olduğuna ve o yağmur suyunda yıkanırlarsa kutsanmış olacaklarına inanırlardı.Evin ön tarafında sokağa bakan bir de büyük oda bırakılırdı.Bu odalar da esnaflara dükkan olarak kiraya veriliyordu.Evlerin kapısının önünde ekstradan birkaç minik daha çatı vardı.Romalılar bu çatıcıkları yeraltının tanrısı olarak inandıkları Hades’in yani Pluton’un ıslanmaması ve onun da toprağının olduğunun göstergesiydi.Evin kapı girişi avluya açılıyordu ve “kutsal” havuz orada bulunuyordu.Çok zengin ve soylu olan ailelerin evinde “kutsal” havuzun etrafına 12 adet Olimpos tanrısının heykelleri bulunurdu.Ayrıca geriye kalan 20 kadar ufak tanrı için de havuzun kenarlarına işlemeler yapılırdı.
Avlunun zemini genellikle karo döşeme ile kaplanırdı.Avludan geçiş yapılabilecek dört farklı oda vardı.Bunlardan ikisi misafirler için diğer ikisi ise koridorlar ve evin zeminindeki tüneller içindi.Tüneller Hades için yapılırdı ve onun heykelleri oraya konurdu.Avlunun genellikle karşısında,dış kapıdan girildiğinde karşıda “Kabul” odası bulunurdu.Kabul odası,devlet büyükleriyle görüşmek için yapılırdı.Kabul odasının hemen karşısında yani evin arka tarafında binanın içine yapılmış bahçe bulunurdu ve açılıp kapanabilen bir tavan yerleştirilirdi.
Bahçe genellikle dikdörtgen biçimli olurdu.Bahçenin etrafına 12 Olimpos tanrısını simgeleyen yükseklikleri Zeus,Poseidon,Hades gibi gittikçe kısalan Roma sütunlarından yapılırdı ve tanrıların figürleri bu sütunların üzerine işlenirdi.
Bahçenin tam ortasında özel bir fıskiye bulunurdu.Bu fıskiye şölenler düzenlendiği zaman tanrılara en çok da Poseidon’a tapılmak için yapılırdı.Bahçedeki çimler daire biçimli desenlerle işlenirdi ve bu desenler Olimpos Dağı’nı simgelerdi.Bahçenin yanında Mutfak ve onun bitişiğinde de yemek odası bulunurdu.
Bahçenin arka tarafında da insan boyutlarında bir posta kutusu gibi özel tapınak bulunurdu ve bu tapınaklar küçük ev tanrılarına tapmak için yapılırdı.Bahçenin arkasında kalan duvara her zaman için renkli bir Olimpos Dağı ve Tanrılar Sarayı resimleri çizilirdi.

MİTOLOJİ

Roma,Yunanistan’ı fethettikten sonra onlardan çok etkilenmiştir.
Özellikle de dini olarak.İşte tüm mitolojik tanrılar:
Zeus:Göklerin tanrısı,yıldırım ve şimşek tanrısı.Romalı:Jüpiter
Poseidon:Denizlerin tanrısı.Romalı adı:Neptün
Hades:Yer altı ve ölüm tanrısı.Romalı adı:Pluton
Hekate:İyilik ve mutluluk tanrıçası.Romalı adı yok.
Morpheus:Adalet ve hak tanrıçası.Romalı adı yok.
Janus:Seçim tanrısı.Romalı adı yok.
Nemesis:İntikam ve denge tanrıçası.Romalı adı yok.
Hephaistos:Demirci ve ateş tanrısı.Romalı adı yok.
Athena:Bilgelik tanrıçası.Romalı adı:Minerva
Afrodit:Güzellik ve aşk tanrıçası.Romalı adı:Venüs
Apollon:Sağlık ve okçuluk tanrısı.Romalı adı yok.
Hermes:Yolcuların ve hırsızların tanrısı.Romalı adı yok.
Tyche:Lupa isimli kurdun tanrıça annesi.Romalı adı yok.
Dionisos:Şarap ve akıl sağlığı tanrısı.Romalı adı:Baküs
Hestia:Son olimposlu.Ocak tanrıçası.Romalı adı yok.
Hera:Aile ve evlilik tanrıçası.Tanrıçaların kraliçesi.Romalı adı:Juno
Thanatos:Hades’in sağ kolu.Ölüm Kapılarının bekçi tanrısı.Romalı adı yok.
Artemis:Okçuluk tanrıçası.Apollon’un kız kardeşi.
Ares:Savaş tanrısı.Romalı adı:Mars
İris:Gökkuşağı tanrıçası.Renk,barış,mutluluk ve iletişim tanrıçası.
Romalı adı yok.
Demeter:Ekin ve tarım tanrıçası.Romalı adı yok.
Persephone:Demeter’in kızı.Hades’in karısı ve tarım tanrıçası.
Romalı adı yok.

Romalılar ve Yunanlılar bu tür tanrılara inanırlardı ve evlerindeki birkaç odayı onlara ayırırlardı.Ayrıca;
Nimfalar:Su perileri ve ev tanrıçaları.
Satirler:Gövdesinden aşağısı keçi üstü insan olan dost yaratık.
Romalı adı:Faun
Lar:Romalıların ek yaptığı bir tür mor hayalet.Pek de dost canlısı değil.
Kronos:Tanrıların babası.En büyük düşmanı ve Cehennem gibi olan Tartarus çukurundan çıkmayı bekleyen kötü tanrı.
Gaia:Dünyanın ta kendisi.Toprak Ana.Mitolojiye göre milyonlarca yıl önce tanrılar çok büyük bir savaş yaptılar ve Gaia’yı yenerek kendisini sonsuz uykuya yatırdılar.Ama güya şimdi uyanıyor.
Titanlar:Kronos’un adamları.Yılan kafalı aslan pençeli,aklınıza ürkütücü ve güçlü ne geliyorsa öyle bir şey.
Gigantlar:Titanlardan daha güçlü olan ancak daha kıt beyinli olan aptal yaratıklar.Gaia’nın adamları.
Uranüs:Gaia’dan milyonlarca kat daha güçlü olan ve mitolojiye göre istese tüm güneş sisteme patlatabilecek olan gelmiş geçmiş en büyük Kral Tanrı.Kronos’dan milyarlarca kat daha güçlü.

Ayrıca Yunanlılar da drahmi denen gümüş paraları tanrılar için adarlardı.



ROMA ASKERİ BİRLİKLERİ

Roma askeri birlikleri güçlü bir şekilde ve zekice silahlandırılmıştı.
Roma askeri birliklerine lejyon denirdi ve genellikle 24 kişiden oluşurdu.Kaplumbağa dizilişi denen bir dizilişe geçerlerdi.
Bu diziliş tüm askerlerin dikdörtgen biçiminde dizilmesi ile oluşuyordu.Öndeki,yanlardaki ve arkadaki askerler kalkanlarını kaldırır adeta kabuk görevi görüyormuş gibi ellerine yapıştırırdı.
Ortada kalan askerler ise saldırıya geçerlerdi.Yani mızraklar ve oklar fırlatırlardı.İlk olarak oklarla yaylım ateşine geçer ardından mızraklar ile keskin nişancılık yaparlardı.Tüm bunları yaparken aynı zamanda yürümeleri gerekiyordu.
Lejyonlar birbirlerinden ellişer metre aralıklarda düşman savunma hattını aşmaya çalışırlardı.Genellikle de başarılı olurlardı.
Lejyondaki askerlere lejyoner denirdi.Bir lejyoner birçok eşya taşırdı.Mesela tencere,kıyafetler,mızrak,kılıç,ok ve yay,gladius adı verilen kısa kılıç ve altın kartal rozeti.
Altın kartal rozeti Romalı lejyonerleri cesaretlendirirdi. Zeus’un kartallarını sembollerdi.Ayrıca 12.Lejyon tarihe geçmiş en güçlü lejyondur.Hatta Julius Sezar’ın 12.Lejyon’u cesaretlendirmek için “12.LEJYON FULMİNATA!” diye savaşlarda bağırdığı da tarihtedir.
Fulminata demek “Haydi savaşa!” ya da “12.LEJYON SALDIR!” gibi bir şey olabilir.Sezar’dan başka kimse bunun hangi anlamda kullanıldığını bilmiyor.

ROMA SANATI
Romalılar sanata özellikle de heykelciliğe ve müziğe çok önem vermişlerdir.Şehirlerini heykellerle süslerlerdi.Her şehirde genellikle 5 adet çeşme vardı.Bu çeşmelerin içine birer drahmi atarlar ve Poseidon’a istekte bulunurlardı.Her çeşmenin etrafına Roma Sütunları yerleştirilirdi.Sütunların üzerine tanrıları resmeden savaş figürleri işlenirdi.Ancak sütunların üzerinde Poseidon’un işlemesi en büyük ve en öfkeli hali ile işlenirdi.Sanırım bunlar çeşmenin etrafındaki sütunlar diye.
Çeşmeler 5 katlı olurlardı.Her katta birer tanrı ağzından su fışkırtırdı.Biliyorsunuz işte.Ancak en üst katta Poseidon Üçlü Yabasını havaya kaldırmış ve yabasının uçlarından sular fışkırtırdı.

Romalıların sokaklarında genellikle birer tane çalgıcı olurdu.
Ancak bunlar sizlerin bildiği çalgıcılar değil.Ellerinde lir çalan ve kimseden imparator gelse bile para almayan çalgıcılardı.
Bu çalgıcıların amacı şehirdeki havayı yumuşatmak ve sanatı geliştirmekmiş.Çalgıcılar günün sonunda evlerine dönerken yoldaki birkaç kavanozdan ihtiyacı oldukları kadar para alırlarmış.

ROMA KÜLTÜRÜ
Romalıların sokakları çok düzenliydi.Sokakların başlarında sütunlardan tanrı heykelleri yaparlardı.Ancak bunlar Olimpos tanrıları değil sokak tanrılarıydı.Sokakları koruyorlardı ve her birinin günde en az 10 drahmi (gümüş para) kazancı vardı.Yani önündeki adak tabağına atılıyordu.

Romalıların sokaklarında evler belirli bir düzen içerisinde bulunurdu.Evlerin aralarında en az 3 metre bir boşluk bulunurdu.
Bu boşlular küçük kısa boylu bodur ağaçlar ile süslenirdi.
Evlerin kapılarının üzerinde en çok adak sundukları ve istekte bulundukları tanrının veya tanrıların işlemeleri bulunurdu.
Sokaklarda en az 100 ağaç bulunurdu.

ROMA YIKILIŞI
Roma MS. 161-337 yılları arasında büyük yıkılışlar yaşadı.
337’den sonra 10-20 yıl kadar bir süre içerisinde kendisini düzeltti.
Ancak ülkenin güneydoğu tarafında büyük isyanlar çıkmıştı.Bu isyanların temeli ülkeye bir tüccar gibi giren casuslardı.Halkı ayaklandırıyorlardı.
398 yılında imparator bir karar aldı ve Roma Senatosu’nu dağıttı.
Senatonun dağılması sonunda generaller istifa ettiler.Komutanlar sır ölümler ile öldüler.İmparatorun sarayında birdenbire yangınlar arttı.Bundan faydalanan diğer devletler ise Roma’ya saldırılar düzenlediler.Roma’nın artık eski gücü olmadığı ve Julius Sezar gibi zekice taktikler yapmadıkları için birçok yerden kayıp verdiler.Ülke tam 4 ay içinde topraklarının ¼ ünü kaybetti.İmparator ise bu durum karşısında sadece asker sayısını artırmakla yetindi.
Ardından 2 ay içerisinde topraklarının yarısını kaybettiler.
Düşman devletler her seferinde daha güçlü bir şekilde geliyor ve onlara acımasızca saldırıyordu.Bu arada casuslar da iyi bir şekilde isyan çıkarmaya devam ediyor ve imparatoru karmaşanın içine sürüklüyordu.Bir isyan süresince hiçbir müdahale olmadı ve isyan grubu tam 3 şehri yağmalayarak saraya yürüdüler.Asker müdahale etti.Grup dağıldı ancak yağmalanan 3 şehir de isyan çıkardı ve dağılan gruptan çok çok daha güçlü gruplar oluşuyordu.
Asker artık dış savaşla ilgilenmiyor isyanları bastırmaya çalışıyordu ve sonunda düşman birlikleri sarayı ateşe verdiler.Roma ikiye ayrıldı.Daha sonra Bizans 1453’de Fatih Sultan Mehmet Han’ın askerleri ile fethedildi ve tarih gerçek savaş gerçek sultan gerçek imparator gördü.

=ALINTI DEĞİLDİR KENDİM YAZDIM=